Çok yoğunum, vaktim yok, bir yere yetişmem lazım vb. ifadeler günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası gibi. Hem zihnimiz hem de yönetmek zorunda olduğumuz ajandalarımız sürekli dolu ve bu yoğunluk içinde kendimizle baş başa kalacak vakti ayırmak gün geçtikçe zorlanıyor.

Gün içinde uzun bir dinlenme molası veya kitap okuyacak vakti ayıramasak bile, rutinimiz içinde yapacağımız küçük değişiklikler büyük değişimler yaratabilir.

Kısa süreli de olsa, farkındalıkla, dikkatimizi anda odaklayarak, gün içinde belki de oto-pilotta yaptığımız pek çok aktiviteyi daha anlamlı ve kendimiz için ayırdığımız özel bir zaman dilimi haline getirebiliriz.

  1. Sevdiğin bir içeceği, çay veya kahve, kokusunu, rengini, tadını, sıcaklığını hissederek, yavaş yudumlarla içmeyi deneyimle. Bardağı ellerinin arasında hissederek, kokusunu içine çekerek, rengini farkederek, tadını hissederek içtiğin zaman deneyimde neler değişiyor, gözlemle.
  2. Günlük duşunu alırken, suyun bedeninle temasını, kullandığın şampuan veya sabunun cildinle temasını, kokusunu hissederek, suyun sesini farkederek günlük duşunu kendin için bir dinlenme anına çevir.
  3. Sevdiğin bir yiyeceği, belki atıştırmalık bir kuruyemiş, belki sevdiğin bir dondurma, tadını çıkartarak, ağzında bıraktığı lezzeti hissederek yemeyi dene.
  4. Gün içinde ister kapalı ortamda, belki ofis içinde, istersen dışarıda her zaman yürüdüğün kısa bir mesafede, farkındalığını ayaklarına, bacaklarına vererek yürümeyi dene. İstersen etrafındaki insanları izle, istersen sadece ayaklarının hareketini.
  5. Telefonunu kısa bir süre (ister 2dk, ister 5dk, senin için uygun olan süreyi belirle) ulaşamayacağın bir yere kaldır. Sadece etrafı izle, zihnin için verdiğin bu kısa molayı farkındalığını anda tutarak geçir.

Gün içinde kendin için kısa dinlenme araları vermeyi ihmal etme, zihnimiz için bu çok gerekli.

Scroll to Top